Reiki ve uyumlamalı sistemleri kullanarak yaşam planımızı deneyimlerken, hayatımızda birçok güzel değişimin gerçekleştiğini fark ederiz. Biliyoruz ki, özellikle Reiki idealleri doğrultusunda yaşamak, kendimizi ve çevremizi iyileştirmek için güçlü bir araçtır. Ancak, bu idealler ve potansiyeller arasında açıkça bahsedilmese de “Affetmek” bu yolculuğun olmazsa olmaz bir parçasıdır.
Şimdi, "Affetmek mi? Ne gerek var?" diye soranlarınız olabilir. Hani haksız da değilsiniz. Bazı ifadeler dile kolay, uygulamada çetrefilli olabiliyor. Bu hem karakteristik yapıyla bağlantılı hem de yine işin karmik tarafıyla. O yüzden bireysel seanslarımda bile bir danışanıma alelade “Affet gitsin” dememişimdir; çünkü bilirim ki affetmek kimisi için zor bir eylemdir. Özellikle de acı verici bir olayı hatırladığımızda, kalbimizde öfke, kırgınlık ve intikam duyguları büyük bir ağırlıkla oturur. Bu duygulara tutunmak ise huzur bulmamızı imkânsız hale getirir.
Ancak, unutmamalıyız ki, affetmek suçluyu aklamak değildir. Zararlı eylemleri onaylamak değildir. Affetmek, aslında kendimiz için yaptığımız bir şeydir. Kendimizi o acı ve öfkeden kurtarmak içindir. Kısacası, affetmek bir şifa eylemidir; yaşam planımızda bize kapılar açan bir anahtardır.
Reiki'nin ve özellikle şifa odaklı uyumlamalı sistemlerin, büyük bir serbest bırakma gücü olduğunu daha önce yazdığım yazılarda belirtmişimdir. Şifa enerjileri zihnimize, bedenimize ve ruhumuza aktığında, öfke ve intikam duyguları da dağılmaya başlar. Ancak bu bir sihirli değnek değildir. Tek bir seansla tüm olumsuzluklar yok olmaz. Reiki bize şifa olasılığına açılmamızı, ruhsal dürtülere uygun davranmamızı ve gerçek zihin-beden-ruh bağlantısını keşfetmemizi sağlar.
Yukarıda da belirttiğim gibi bu yaşam planımızda karşımıza çıkan böyle bir durumun arka planında karmik sebepler yatıyor olması mümkündür. Yaşam sebep – sonuç çizgisi çerçevesinde ilerler ve bu yaşamda bulunduğumuz deneyim noktası, bizim almamız gereken derse çekilmemiz için bazen sadece bir bahane bile olabilmektedir.
Affetme yolculuğunda yeri geldiğinde zihnimizi de kullanmamız gerektiğini unutmamak gerekir. Olumsuz enerjileri varlığımızdan ayırmak için düşünme gücümüzü kullanmalıyız ve bu yolculuğun en önemli adımlarından biri de gerçek affetme kararını almaktır. Kararlılık ve bunu eyleme geçirebilme, bizim zihinsel potansiyelimizle doğrudan desteklenir.
Affetmek için önce niyet belirlemeliyiz. Bunu kendimize sessizce söyleyebiliriz, bir yerlere yazabiliriz ya da bir günlük tutmaya başlayabiliriz. Elbette önemli olan, bu niyeti kalbimizde hissedebilmektir.
Sonra da olayın diğer ucundaki kişinin niyetini anlamaya çalışmalıyız. Kendi düşüncelerimizin ve duygularımızın dışına çıkıp, onun yerine kendimizi koymalıyız. Empati, tekâmül yolculuğumuzun çok önemli bir dinamiğidir. Karmayı derinlemesine ele aldığım yazılarda da sıkça bahsettiğim gibi, özellikle bir karmik borcu dönüştürmek için planın bir parçasını deneyimliyorsak, o noktada olmamızın bize ait pek çok sebebi bulunmaktadır. Ruh, o noktada empati yapmayı arzulayarak yeni yaşam planına motive olmuştur ve biz onu dünya okulunda deneyimleyerek tezahür ettiririz. İşte bu noktadaki seçeceğimiz yön, bizim yolculuğumuzda ilerleyişi ortaya koyar.
Ve son olarak, affetme ifadesini söylemeliyiz. Yüz yüze söyleyebiliriz, bir mektup yazabiliriz (o kişiye göndermek zorunda değiliz), sosyal medya olanaklarını kullanabiliriz ya da kalbimizde hissederek, sadece sessizce söyleyebiliriz. Önemli olan, bu ifadeyi hissetmektir. Duygularımız dönüştüğünde, enerjimiz olumsuzluktan sevgiye doğru hareket eder.
Affetmek gerçekten de bir şifa deneyimidir. Genel olarak kendimizi Reiki’nin hayatımıza sevgi getirmesine açıldığımızda, duygusal yüklerimizden kurtulmak da bu yolculuğun bir parçası olur. Reiki her zaman uygulayıcısını huzur ve sükunete götüren güçlü bir araçtır.
Unutmayın, affetmek bir zayıflık değil, bir güçtür ve bu gücü kendimiz için kullanarak hem kendimizi hem de dünyayı iyileştirebiliriz. Öyleyse neden şimdi harekete geçmiyoruz?
Sevgilerimle.
Taner Tözün