Son Yazılar
Mandala
Mandala, ruhsal törenlerde kullanılan evreni, yaşamı ve varoluşu sembolize eden geometrik yapılanmadır. Sanskritçe enerji kabı, hayat çemberi anlamına gelir. Enerji kabı tabirini makro kozmos olarak bütün evrende ve mikro kozmos olarak kendimizde görmekteyiz. Bilim bize tüm evrensel madde kalıbının küresel olduğunu söyler. Bu yüzden diyebiliriz ki evren dev bir mandaladır ve içinde özü barındırır. Bizler ise canlı mandalalarız; kap olarak bedenimiz, içimizdeki özü sarmalamaktadır. Mandalayı oluşturan daireler evrenin ve evrenin bir bedene sığdırılmış hali olarak bizlerin bütünlüğünün simgesidir. ‘’Yukarıda ne varsa aşağıda da o vardır.’’ mottosundan hareketle diyebiliriz ki her insan minyatür bir evrendir ve bunun sembolü mandaladır. Bir merkezden (bindu) başlayarak içten dışa doğru aynı daire içinde bulunan sembollerin devamlılığı ile büyür. Mandalanızı bitirdiğinizde bütün o karmaşık sembollerden çıkan muhteşem bir bütünlük görürsünüz. Bu noktoda mandala bizi bütünler; hayatın karmaşıklığının aslında bir bütün ve muhteşem bir sistem olduğunu görürürüz.
Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung mandalalarla yakından ilgilenmiş ve mandalayı alt bilincin kendini ifade etme şekli olarak görmüştür. Mandalanın iyileştirici ve bütünleyici gücünden yararlanmak amacıyla danışanlarına mandala çizdirip yaşamda yeniden anlam bulabilmelerini sağlamıştır. Mandala yapısı gereği ruhsal döngüyü harekete geçirir, içsel olarak dönüşümü ve gelişimi sağlar. Carl Gustav Jung der ki: Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır. Mandala bu yolda bir kapıdır. Mandalalar sembolik bir dil içerdiği için kişinin zihni ne olduğunu anlamadan bir anda alt bilincini kağıda dökülmüş halde bulur. Carl Gustav Jung bütünleşme çemberi olarak adlandırdığı mandalayı, benliğimizin bütünleşme arzusunun sembolü olmasından dolayı bütün kültürlerde kendini gösterebileceğini söylemiştir.
Tarihi 40000 yıl öncesine dayanan ve her kültürde karşımıza çıkan mandala, mağara duvarlarına daire içine çizilen resimlerle, niyet edilenleri elde etmek amacıyla kullanılmıştır. Mandala uzak doğu felsefesi olarak görülse de Aborjinlerin kum resimlerinde, Hint tantrasında, antik Maya mimarisinde, eski Kelt, Roma, eski Yunan, Mısır, İran, Pers ve Rus sanat eserlerinde, Amerika Yerlileri, Polinezyalılar, Afrikalılar ve Maoriler gibi ulusların kullandığı sembollerde, Şaman ayinlerinde kullanılan dövmelerde, kendi kültürümüzde tılsımlı gömleklerde, tezhip sanatında, dantellerde ve kilimlerde karşımıza çıkar.
Mandala hayatımıza birçok açıdan şifalı dokunuşlar yapar. Her şeyden önce evreni, yaşamı ve kendimizi anlamlandırıp bir olmamızı, bütünleşmemizi sağlar. Doğu yaklaşımında denge çakra olarak adlandırılan enerji merkezlerimizin titreşimleriyle ifade edilir. Çakra dediğimiz bu merkezlerin denge titreşimleri haricindeki durumlarda yaşamımızda bizi ruhen, duygusal ve mental seviyede olumsuz tetikleyebilecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu doğrultuda kullanılabilecek pek çok yöntemden vardır; reiki , bioenerji, holistik şifa , bilinçaltı uygulamaları vb. Mandala da aslında enerjisel dengeleme araçlarından biridir. Mandala, depresyonu tetikleyen geçmişi düşünme ya da kaygı bozukluğunu tetikleyen geleceği düşünmenin tam aksine kişiyi sadece içinde bulunduğu anda tutar. Anda kalabilmek kişiyi sakinleştirir, dikkat dağınıklığını ve konsantrasyon sorununu engeller. İç huzuru yakalamasına ve böylelikle karın çakrası blokajlarından arınmasına yardımcı olur. Kişinin kendisini kolaylıkla ifade ediyor olması özgüvenini arttırır ve boğaz çakrası blokajlarından arınmasına yardımcı olur. İnsani insan yapan özelliklerin atfedildiği sağ beyin devreye girer. Sağ beyin kişiyi daha yaratıcı, daha sezgisel, daha mutlu, kendini daha iyi ifade eden biri haline getirir. Mandala bize sabretmeyi öğretir. Yaşamın bir bütün olduğu algısı yaratarak denge kurmamıza yardımcı olur. Çizdiğimiz her mandala bizim ikizimizdir, her şeyiyle bizi yansıtır. İkinin gücü ile enerjimiz artar ve bu sayede tezahür ettirme kabiliyetimiz de artar. Ayrıca, psikomotor bir aktivite olduğundan dolayı Alzheimer’a iyi geldiği bilinmektedir.
Mandala çizmek herhangi bir sanatsal yetenek gerektirmez. Mandala bir meditasyon aracıdır. 4 buçuk yaşından itibaren Down Sendromlu bireylerden, Alzheimer, Parkinson hastalarına kadar eli kalem tutan her yaştan herkes mandala çizebilir.
Evrensel Enerji® Mandala; 4,5-8 ve 9-11 yaş olmak üzere 2 grupta çocuk mandala atölyeleri, 12 yaş üzeri yetişkin atölyeleri, kurumsal mandala atölyeleri, bireysel seanslar ve içsel dönüşüm odaklı atölyelerimizi kendini sorgulama, arınma, dengelenme ve tezahür mandalası atölyesi olarak faaliyet göstermekteyiz. Tüm faaliyetlerimiz, yönlendirmeli meditasyonlar, sesle şifa ve 999 frekanslı şifa enerjileri ile desteklenerek tam bir ruhsal dengeleme hedeflenmektedir.
Mandalayla tanışmak, kendimizle yeniden tanışmaktır. En yakın zamanda tanışmak dileğiyle…
Analitik psikolojinin kurucusu Carl Gustav Jung mandalalarla yakından ilgilenmiş ve mandalayı alt bilincin kendini ifade etme şekli olarak görmüştür. Mandalanın iyileştirici ve bütünleyici gücünden yararlanmak amacıyla danışanlarına mandala çizdirip yaşamda yeniden anlam bulabilmelerini sağlamıştır. Mandala yapısı gereği ruhsal döngüyü harekete geçirir, içsel olarak dönüşümü ve gelişimi sağlar. Carl Gustav Jung der ki: Mars gezegenine ulaşmak, kendi kendine ulaşmaktan daha kolaydır. Mandala bu yolda bir kapıdır. Mandalalar sembolik bir dil içerdiği için kişinin zihni ne olduğunu anlamadan bir anda alt bilincini kağıda dökülmüş halde bulur. Carl Gustav Jung bütünleşme çemberi olarak adlandırdığı mandalayı, benliğimizin bütünleşme arzusunun sembolü olmasından dolayı bütün kültürlerde kendini gösterebileceğini söylemiştir.
Tarihi 40000 yıl öncesine dayanan ve her kültürde karşımıza çıkan mandala, mağara duvarlarına daire içine çizilen resimlerle, niyet edilenleri elde etmek amacıyla kullanılmıştır. Mandala uzak doğu felsefesi olarak görülse de Aborjinlerin kum resimlerinde, Hint tantrasında, antik Maya mimarisinde, eski Kelt, Roma, eski Yunan, Mısır, İran, Pers ve Rus sanat eserlerinde, Amerika Yerlileri, Polinezyalılar, Afrikalılar ve Maoriler gibi ulusların kullandığı sembollerde, Şaman ayinlerinde kullanılan dövmelerde, kendi kültürümüzde tılsımlı gömleklerde, tezhip sanatında, dantellerde ve kilimlerde karşımıza çıkar.
Mandala hayatımıza birçok açıdan şifalı dokunuşlar yapar. Her şeyden önce evreni, yaşamı ve kendimizi anlamlandırıp bir olmamızı, bütünleşmemizi sağlar. Doğu yaklaşımında denge çakra olarak adlandırılan enerji merkezlerimizin titreşimleriyle ifade edilir. Çakra dediğimiz bu merkezlerin denge titreşimleri haricindeki durumlarda yaşamımızda bizi ruhen, duygusal ve mental seviyede olumsuz tetikleyebilecek durumlar ortaya çıkabilir. Bu doğrultuda kullanılabilecek pek çok yöntemden vardır; reiki , bioenerji, holistik şifa , bilinçaltı uygulamaları vb. Mandala da aslında enerjisel dengeleme araçlarından biridir. Mandala, depresyonu tetikleyen geçmişi düşünme ya da kaygı bozukluğunu tetikleyen geleceği düşünmenin tam aksine kişiyi sadece içinde bulunduğu anda tutar. Anda kalabilmek kişiyi sakinleştirir, dikkat dağınıklığını ve konsantrasyon sorununu engeller. İç huzuru yakalamasına ve böylelikle karın çakrası blokajlarından arınmasına yardımcı olur. Kişinin kendisini kolaylıkla ifade ediyor olması özgüvenini arttırır ve boğaz çakrası blokajlarından arınmasına yardımcı olur. İnsani insan yapan özelliklerin atfedildiği sağ beyin devreye girer. Sağ beyin kişiyi daha yaratıcı, daha sezgisel, daha mutlu, kendini daha iyi ifade eden biri haline getirir. Mandala bize sabretmeyi öğretir. Yaşamın bir bütün olduğu algısı yaratarak denge kurmamıza yardımcı olur. Çizdiğimiz her mandala bizim ikizimizdir, her şeyiyle bizi yansıtır. İkinin gücü ile enerjimiz artar ve bu sayede tezahür ettirme kabiliyetimiz de artar. Ayrıca, psikomotor bir aktivite olduğundan dolayı Alzheimer’a iyi geldiği bilinmektedir.
Mandala çizmek herhangi bir sanatsal yetenek gerektirmez. Mandala bir meditasyon aracıdır. 4 buçuk yaşından itibaren Down Sendromlu bireylerden, Alzheimer, Parkinson hastalarına kadar eli kalem tutan her yaştan herkes mandala çizebilir.
Evrensel Enerji® Mandala; 4,5-8 ve 9-11 yaş olmak üzere 2 grupta çocuk mandala atölyeleri, 12 yaş üzeri yetişkin atölyeleri, kurumsal mandala atölyeleri, bireysel seanslar ve içsel dönüşüm odaklı atölyelerimizi kendini sorgulama, arınma, dengelenme ve tezahür mandalası atölyesi olarak faaliyet göstermekteyiz. Tüm faaliyetlerimiz, yönlendirmeli meditasyonlar, sesle şifa ve 999 frekanslı şifa enerjileri ile desteklenerek tam bir ruhsal dengeleme hedeflenmektedir.
Mandalayla tanışmak, kendimizle yeniden tanışmaktır. En yakın zamanda tanışmak dileğiyle…
Evrensel Enerji® Mandala Atölyeleri
Çocuk Mandala Atölyesi
Çocuklar bazen kendilerini konuşarak ifade etmek istemez ya da duyguları ve düşüncelerini ifade etme konusunda sözel yollar yetersiz kalır. Mandala kendilerini kolaylıkla ifade etmelerine olanak yaratır. Mandalanın ne olduğu ve felsefesi yaşlarına uygun bir şekilde anlatılarak benimsemeleri sağlandıktan sonra çocuk kendi dünyasını kolaylıkla çizer. Böylece çocuk dünyasını mandalaya aynalamış olur ve o mandalaya bakarak bir iletişim haritası çıkarabilirsiniz. Ayrıca kendini ifade edebilen çocuğun ruh hali iyileşir, özgüveni ve konsantrasyon mekanizması gelişir. Sabır duygusunu, yaratıcılığı ve ince motor gelişimini destekler.
Yetişkin Mandala Atölyesi
Kurumsal Mandala Atölyesi
Whatsapp Üzerinden İletişime Geçin
Bize mesaj bırakırken daha hızlı yol alabilmemiz için lütfen bizimle AD - SOYAD ve BİLGİ ALMAK İSTEDİĞİNİZ KONU hakkında bir mesaj bırakın.
Katılımcılar Hizmetlerimiz için Neler Söylüyor?
Vermiş olduğumuz tüm danışmanlıklar ve hizmetler üzerine katılımcı yorumlarını buradan okuyabilirsiniz.
